29 Aralık 2012 Cumartesi

GÖZLÜKLERİN E-FENDİ-Sİ


Fendi çocukluğumdan alışmış olduğum bir marka. Sevgili annem gözlük mağazasında 90lı yıllarda Fendi gözlüklere bol bol yer vermişti. O zamanlar altın sarıs gözlük modelleriyle gözleri kamaştıran Fendi uzun süre sessiz kaldı..
Tekstil ve moda aksesuvarlarının farklı kollarında gerçekten önemli adımlar atmış Fendi ne yazık ki gözlükte o kadar başarılı olamadı. Marka modelin arkasında kaldı ve zamanla önemini yitirdi... derken Fendi 2013 yılında muhteşem bir çıkış yakaladı.

Kalın asetat ve alternatif köşegen çerçeveli vintage modelleri andıran yeni koleksiyon, özellikle renk kombinasyonları açısından çok çok başarılı.
Klasik Fendi çizgisinden uzak gözlükler çok hoşuma gitti.
Oldukça şık, rahat ve eğlenceli gözüküyorlar.. Markanın "klas" duruşu da eklenince, gözlükler koleksiyonunuza girmeye değer...

27 Aralık 2012 Perşembe

20 Aralık 2012 Perşembe

KARDA GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ TAKMANIN FAYDALARI


Bizde yaygın bir davranış var: güneş gökyüzünden gittiği zaman güneş gözlğü takan insanlara tip tip bakmak!
Bu, benim de çok başıma geliyor hatta zaman zaman "güneş de amma yakıyor" gibi oldukça cahilce ve saçma sapan laflar duyuyorum.
***
Oysa ki durum farklı.
Northwestern Universitesi Tıp Fakültesi Oftalmoloji Bölümü öğretim üyesi  Dr. Susan Taub'a kulak vermek gerekiyor:
"İnsanlar sıcak olmayınca güneşten korunma ihtiyacı duymuyorlar. Kış güneşi hala orada --farklı bir açıda-- ve bu yüzden de uzun süre güneşe maruz kalmak, gözün değişik tabakalarına zarar veriyor. Araştırmalara göre güneşteki UV yaşa da bağlı olarak farklı göz hastalıklarına yol açabiliyor".
Özetle kış diye güneş gözlüklerimizi çıkarmayalım hatta bütün yıl güneş gözlüklerimizi takmaya devam edelim. Kar olduğunda ise özellikle dikkat edelim.
Taub devam ediyor:
"Yerde kar olunca, güneş ışığı yansıması oldukça yüksek olur. Kar yansıtıcıdır ve güneşin yüzde 85 ışığını gökyüzüne yansıtır".
***
Durum budur.
Gurunuz olarak bu konuda sizi bilgilendirmek istedim.
Dışarıdaki kar malum.
2013 model güneş gözlükleri de geldi.
Ne duruyorsunuz?

Fotoğraf ve gözlük: Snowwhite Project Sunglasses / Vintage Frames Company
Makale: http://men.webmd.com/features/winter-means-wearing-sunglasses

18 Aralık 2012 Salı

ÖMÜRLÜK GÖZLÜK RVS


RVS uzun zamandır dikkatimi çeken ve markajımda olan yaratıcı bir gözlük markası.
Örneklerini Nişantaşı'nda gördüğüm, yurtdışında çok daha iyi sunulduğunu düşündüğüm ve kafamda soru işaretleri sebebiyle bir türlü tanışamadığım RVS'yi yazmak bugüne kısmet oldu.
Aslında biraz tanışmak da aynı şekilde..
***

RVS İstanbul'da doğup dünyaya yayılan uluslararası bir marka.
Sahibi Vidal Erkohen, genç, vizyon sahibi ve bu sektörde uzun soluğa sahip olacağını düşündüğüm taze bir isim. RVS serüveni, Rare Vintage Sunglasses ile başlıyor ve  "hayat boyu kalitesinden ödün vermeyecek gözlük" felsefesiyle büyüyor..
Dünya yıldızlarının takması bir yana, markanın yaratıcısı Erkohen, üretim, tanıtım ve pazarlamanın birebir başında. Satış yaptığı mağazaları -tüm dünyada-  tek tek dolaşıyor.
Ve benimle aynı şekilde düşünüyor: Kendi işini kendin yap!
***

Özetle başarı şansla gelmiyor, emek lazım.
RVS'nin Istanbul'da doğması kuşkusuz gurur verici, hepimizin desteklemesi gerekiyor. Özellikle "hadi marka yarat" baskılarıyla neredeyse her gün sıkıştırılan ben, Vidal ile tanışmaktan oldukça mutluluk duydum. Bükülmeyen eli öpebilmek de bir erdem diye düşünüyorum.
Törkiş guru olarak tam destek veriyorum :)
***

Peki RVS, Fashion@EYE'da yerini alır mı? Alır mı alır, bekleyip görmek lazım :)
Ancak daha da önemlisi Vidal Erkohen'in Mart ayında New York'da lansmanını yapacağı yeni markası. Takipteyim.
Merakla bekliyorum.
Başarılı ilk markanın arkasından ikinci marka zordur ancak yeni doğan bebeğin, abisini de ileriye taşıyacağını düşünüyorum...
RVS ve Vidal'i zevkle izliyorum!

Fotoğraflar: RVS, yatzer.com

16 Aralık 2012 Pazar

SENDE Mİ MICHAEL KORS



Michael Kors favorilerimdendir.
Beyefendiyi severim, düzgün, doğru ve de yaratıcı tasarımları -gözlükte de- her zaman ilgimi çekmiştir.
2013 model güneş gözlüklerine bakarken, Michael Kors'un yekpare cam güneş gözlükleri dikkatimi çekti.
Bu gözlükleri hatırlarsınız, 80lerin meşhur gözlükleriydi.
Babam renk renk satardı bayağı.. Ahu Tuğba - Serpil çakmaklı gözlükleri olarak tanınırdı kendileri.
***
MK'nin 13 koleksiyonunda bu gözlükler tekrar karşımıza çıkıyor.
Çıkıyor da neden bir moda tasarımcısı bu kadar bilinen bir modeli yeni koleksiyon olarak sunuyor?
Soru bu.
İlham almak ya da almamak
İşte bütün mesele bu!

13 Aralık 2012 Perşembe

MİLANO YOLLARI TAŞTAN

 
Hakkaten Milano yollarında koca koca taşlar var.
Gitmeden olmazı Via MonteNapoleon'da gözüme çarpan koca taşlar özellikle küçük bir araba kiraladıysanız hayatı zindana çevirebiliyor, titreşimi bütün vücudunuzda hissediyorsunuz.
Bir nevi masaj oluyor.
***
Milano güzel şehirmiş.
Modanın kalbi, moda başkenti vs vs gibi unvanlarının yanında Milano, mutlu insanlar şehri.
Tekstil, aksesuvar, araba, yemek aklınıza ne gelirse oldukça iyi olan İtalyanlar, bildiğiniz gibi gözlük alanında da oldukça iyiler.
Ve anlaşılan iyi para kazanıyorlar, yüzleri gülüyor.
***
Milano'da büyük hayallerim vardı.
Oldukça şık gözlük dükkanlarını kurcalayıp, hayranı olduğum bazı küçük tasarımcıların gözlüklerini mıncıklayacaktım. Üstüne üstlük, bazı büyük markaların da 2013 modellerini sizlere tanıtacaktım.
Bu dürtülerle Milano sokaklarında deli dana gibi dolanan ben hayal kırıklığına uğradım.
***
Milano'daki gözlükçülerin çoğunun vitrininde Tom Ford ya da Ray Ban gibi bilindik markaların posterleri ve tanıdık modelleri mevcut. Ne dekorasyonu ne de vitrindeki malıyla fark yaratacak bir gözlükçüye rastlamadım ve de şaşırdım...


Arada dünyaca ünlü ve Fashion@EYE'da sattığım  RETROSUPERFUTURE marka gözlüklerin ana ofisine uğradım ve markanın yaratıcıları ile çok eğlenceli bir sohbet gerçekleştirdim.
Bu kadar cool markanın tabi ki cool yaratıcıları olacaktı, yukarıdaki 2013 modellerine hayran kalarak rotayı Navigli'ye çevirdim.
***
Navigli Milano'nun Cihangir'i. Çok güzel kafeler ve tam lezzetinde restoranlar var. Akşamın sessizliğine doğru ilerlerken bir gözlükçü dükkanı dikkatimi çekti.
İşte aradığım ordaydı EXIT!.


Navigli'de ikamet eden bu şirin gözlükçü dükkanı, vitriniyle beni cezbetti. Bu eğlenceli vitrindeki vintage gözlükler oldukça iyi durumdaydılar ve iyi bir seçimin sonuçlarıydı.


Gözlükleri tek tek inceledim ve de oldukça beğendim.
Fiyatlar yüksek değil ve oldukça bol çeşitten eminim siz de bir şeyler bulursunuz, bakmanızı muhakkak tavsiye ederim.
Exit ile guruluk görevimi yerine getirmenin huzuruyla, Dolce Gabbana'nın Dolce'sinin çaldığı Plastic Club Chanel Room'a doğru yola koyuluyorum...






21 Kasım 2012 Çarşamba

LANCIER by DITA - CAPSULE COLLECTION


Dita'ya olan sevgim her geçen gün daha da artmaya devam ediyor.. Daha önce sık sık yazdığım markanın son koleksiyonu "Capsule" 2013'te kesinlikle en çok tercih edilmesi gereken erkek (aslında unisex) modellerinden oluşuyor..
Yüksek stil, hafiflik ve güçlü performans etrafında tasarlanan modeller, Japonya'da üretiliyor..
Titanyum, asetat ve kauçuk karışımı gözlüklerin sap bölümü de ne tür bir aktivite yapıyorsanız ona göre değişiyor.
Bir çok gözlük markasının aksine organik değil mineral cam seçen Dita'nın kullandığı camlar, normale göre yüzde 20 daha ince, polarize alternatifi de mevcut.
Peki gözlükler Türkiye'de nerde?
Sürpriz ;)

12 Kasım 2012 Pazartesi

11 Kasım 2012 Pazar

Fashion@EYE / The Guide Istanbul


ENDÜLÜS'TE GÖZLÜK!

Herşey -THY sağolsun- 99 Euro gidiş dönüş İspanya biletine çarpılıp, uzun zamandır görmek istediğim çok sevdiğim bir arkadaşımı da ziyaret etmek üzere Barcelona planları yapmakla başladı... Bu şehre uzun zamandır davet alıyordum, üstelik maske taktığının farkında bile olmayan birçok uyurgezerin tersine dünyanın en sevimli insanlarından biri de hattın diğer ucundaydı.  Kendimi uçakta buldum.
***
Barcelona güzel şehirmiş.
Katalanlar mutlu, huzurlu, eğlenceli ve bir o kadar da tembel ve uykucu insanlar. Garip kurallarına oldukça bağlılar, kim ne derse desin umursamaz durumdalar.
Bizim Başbakan'ın "kriz teğet geçti" lafına inanmış gibi kendilerini hayatın akışına bırakmış, "hayatı yaşamakla" dolular..
***
Bu güzel şehirde iki önemli 'optiksel' başarıya imza attım. Burada da yazdığım, eski kaykaylardan gözlük üreten VuerichB markasının yaratıcısı ile tanıştım ve  Barcelona'yı uzun zamandır sallayan vintage gözlük dükkanı Wilde Store'u ziyaret ettim.
***


Uzun zamandır vintage gözlük satan Wilde Store'un Barcelona'da iki adet dükkanı var. İkisi de birbirinden sevimli bu dükkanlar her daim dolu ve vintage gözlükseverlerin oldukça ilgisini çekiyor..Markayı yaratan Venezuelalı Cao Azuaje belli ki tüm gözlükleri tek tek seçiyor ve işine emek harcıyor. Kendisiyle uzun uzun konuştuk, vintage gözlükçülerini tek çatı altında toplamaya karar verdik, dünyayı kurtardık. 
Wilde Store'a muhakkak gidin diyorum. Cao'ya benden bahsedin size indirim verecektir diye tahmin ediyorum :)
www.wildestore.com

2 Kasım 2012 Cuma

LOTHO TALİHLİSİ OLMAK İSTEYEN?



2008 yılında kurulan ve daha önce de yazdığım LOTHO, az sayıdaki modeliyle özellikle bu sene hızlı bir çıkış yakaladı. Kendimle aynı kafada bulduğum marka Parisli ve gözlüğü "gerçek moda" unsuru olarak sunmak adına yaratılmış.
Tüm gözlükler Japonya'da elde üretiliyor. Taşıyanın kişiliğine uyması için modeller uzun bir tasarım aşamasından geçiyor ve klasiği yeniden tanımlıyor.
2013 optiklerine bayıldım, özellikle yukarıda görselleri bulunan IVO ve ZACHARY tavsiyemdir.
lotho.fr

16 Ekim 2012 Salı

DÖNEM FİLMİNDE TOM FORD FIRTINASI!


Bir gün iletişim bilimleri dalında uzmanlaşmış akademisyen kimliğimle üniversiteye falan konuşmaya çağrılıp, "Türk sineması neden adam olmaz?" diye biri sorarsa, cevabım sadece bu film afişini göstermek olacak.
Neden mi?
*
Filmin tanıtım metninde aynen şöyle bir cümle var:
".....1940'lı yıllardan başlayarak 70'li yıllara kadar uzanan öyküsü ile hem hüzünlü, hem de neşeli ve heyecanlı bir film olan Uzun Hikaye'nin yapımcılığını ve yönetmenliğini Osman Sınav üstlenirken, senaryo Yiğit Güralp'e ait......." 
Belli ki bir dönem filmi.
Fragmanını seyrederken gözlerim, algıda seçicilik kapsamında ana karakteri oynayan Kenan İmirzalioğlu'nun gözlüklerine takıldı. Daha önce de yazdığım gibi, Kenan İmirzalioğlu'nun yüzüne takılan gözlükler, kendisinin yüzüne tam oturtulmuyor,  rasgele veriliyor.
Bu gözlük de sol tarafa doğru çekmiş durumdaydı onu geçelim.


İlk bakışta gıcır gıcır bir Persol izlenimi veren gözlüğe önce itiraz etmedim, evet sanat yönetmeni biraz daha vizyon sahibi biri olarak kostümcüsüne daha eşsiz ve otantik bir gözlük siparişi vermiş olabilirdi ancak bu öngörüyü ülkemizde beklemek yanlıştı, dönem dizilerinin içler acısı hali önümüzdeydi....
Özetle o yıllarda gıcır gıcır bir Persol kullanılabilirdi...
*
Ancaaaaak...... Gözlüğe bakınca, gözlerim tam anlamıyla yuvalarından fırladı. Markanın Persol değil TOM FORD olduğunu anlayınca şoke oldum, bir müddet tepki veremedim, kendi kendimi sorguladım ve gerçeği kabul ettim.
Bir Türk filmi dünya çapında bir ilke imzasını atmış, dönem filminde yepyeni bir markaya yer vermişti....üstelik afişinde!


Tom Ford 5196 modelin İmirzalioğlu'na yakıştığı kesin ancak tabi ki bir dönem filminde üstelik bir de afişte kullanılması uluslararası olarak alaya alınabilecek bir konu.
Hatanın daniskası..
*
Ne demem gerektiğini bilmeyerek konuyu sizinle paylaşma gereğini hissettim.
Sevgili dönem dizi ve filmlerine imza atan kostumcülere son çağrımdır.
Bu konuda profesyonel geçmişe sahip insanlara saygı duyun ve kendinizi bu kadar savunmasız bırakmayın. Aksi takdirde bu tür durumlara sık sık düşmeniz kaçınılmaz olacaktır!

13 Ekim 2012 Cumartesi

GANGNAM STYLE GÖZLÜKLER HANGİ MARKA?





Dünyayı kasıp kavuruyor..Gözlükler Thierry Lasry variety 1015.

5 Ekim 2012 Cuma

"TASARIMCI" DEDİĞİN BÖYLE OLUR!




Ülkemizde son zamanlarda bir "tasarım" ve "tasarımcı" furyasıdır gidiyor. 80lerdeki porno furyasına benzer bu akımda iki demir büküp yüzük yapan ya da onun bunun tasarımına boncuk takarak yeni koleksiyon çıkardım diyen hatta utanmadan o ürünü aynen yapıp satan kişilerin "tasarım" kelimesini kullanması içimi acıtıyor..
***
Akademisyen olarak hayatımı kazandığım dönemde, öğrencilerime ortada problem varsa bana öneri ya da çözümle gelmelerini öğütler, iyi örneklerle derdimi anlatmaya çalışırdım.
"Tasarım" furyasında da bu sıfatı hak ettiğine inandığım bir isim var: Dzmitry SAMAL.



Çağdaş tasarımcı SAMAL, Belarus asıllı ve ilk mesleği otomobil mühendisliği olsa da genel olarak tasarıma ilgisini hiç kaybetmemiş. Eğitimini tamamen değiştirip sanat alanına kayan tasarımcı, Milano'da okuduktan sonra 8 yıl boyunca Renault, Honda, V2 Design gibi markalarla işbirliği yapmış...
***
2011 yılında bambaşka bir alana, gözlük tasarımına kayan Dzmitry SAMAL, retrofütüristik modellerden oluşan koleksiyonuyla büyük ilgi uyandırmaya devam ediyor.
21. yüzyılın çağdaş çizgilerini başarıyla uyarlayan SAMAL, ticari kaygılardan uzak oluşturduğu gözlükleriyle ilgimi cezbediyor ve "tasarımcı" sıfatını başarıyla hak ediyor.
www.samaldesign.com






15 Eylül 2012 Cumartesi

SEZONUN ÖNE ÇIKANI: DIANE VON FURSTENBERG

Diane Von Furstenberg güneş gözlüklerini belki de Türkiye'de en güzel tanıtan ve satan annem Sema San'dır. Türkiye'nin ilk kadın gözlükçülerinden olan annem, Furstenberg'i Çanakkale gibi sadece gözlük sektöründe değil her açıdan geri kalmış sayılabilecek bir yerde ön plana çıkarmış ve 90lı yıllarda iyi bir satış grafiği yakalamıştır...
***

"DVF'ye noldu? DVF'nin suçu ne?" kafasındayken, Diane Von Furstenberg geçtiğimiz günlerdeki muhteşem defilesiyle basında yerini aldı. Onu daha da meşhur eden ise, defilesinde modellerin ve (kendisinin) Google yeni icat gözlükleri takması oldu.
***
Peki DVF gibi bir marka, neden Google özel tasarım gözlükle ön plana çıkmak yerine, en azından kendisi Google için bir gözlük tasarlamadı?
Bu kadar senelik marka neden başka bir yeni yetme markanın altında ezildi?
***


Böyle düşünmemin sebebi, DVF'nin yıllar sonra yakaladığı başarı grafiğini gölgelemesi. Von Furstenberg, günümüzde yeniden moda olan yuvarlak gözlük akımını kanımca en iyi uyarlamış marka. Modeller ultra estetik ve iyi düşünülmüş. Metal ve asetat yuvarlak modellerin hem cam aralıkları geniş (böylece yüze daha iyi oturuyor) hem de onun bunun kopyası değil.
***
Keşke DVF kendi kıymetini bilip arada çerez olmasaydı, dağdan gelen tarafından bağdan kovulmasaydı!

2 Eylül 2012 Pazar

ÖZGE ULUSOY VE GÖZLÜKLERİ


Bu hafta herhalde en çok konuşulan konulardan biri de Özge Ulusoy'un gözlükleriydi.. Ülkemizde biliyorsunuz zaten konuşacak konu sıkıntısı vardı, iyi oldu... :)
***
Özge Ulusoy'u uzun zamandır tanıyorum. Gerek eğitimi (kendileri yüksek lisanslıdır), gerek ailesi ve gerekse zerafeti ile bana üniversiteden beri dostluğumuzun devam ettiği sevgili Jülide Ateş'i hatırlatır.. Son zamanlardaki başarıları ise onun Türkiye'nin Top Model'i olduğunu gösteriyor...
***

Özge'nin gözlük meselesini ben de bu sabah Show TV'den öğrendim. "Tarkan'ı daha iyi görmek için taktım" dediği iddia edilen Old School asetat gözlükleri ve mini kıyafeti ile Özge muhteşem gözüküyordu. Gözlük - kılık kıyafet kombinasyonu ancak bu kadar başarılı olabilirdi...
Ancak.. ancak Özge neden vintage bir gözlük takmamıştı da aynı modelin yeni versiyonunu yüzünde taşıyordu? Ben ne güne duruyordum?
Sorunun peşine düştüm..
***
İzlediğim görüntülerden sonra ilk işim Özge'ye mesaj atmak oldu, girizgaha Chanel olduğunu düşündüğüm gözlüklerinin markasıyla başladım, Özge sitem etmeme fırsat olmadan en kısa zamanda uğrayacağım diye cevap verince sustum, yutkundum  :)
***

Özge'nin gözlüğü benim de en çok sevdiğim markalardan Cutler&Gross'a ait.
Blogu okuyorsanız kendileri en çok yazdığım markadır, ancak Özge'ye bir top model olarak Fashion@EYE koleksiyonundan aşağıdaki gibi benzer bir modeli ya da gene Fashion@EYE'da satılan Türk el yapımı muhteşem Optimono ceviz gözlüklerden tavsiye ederdim...



***
Gene de muhteşem stili ve başarıyla taşıdığı gözlüğünden dolayı Özge'ye her zamanki gibi tam puan!

24 Ağustos 2012 Cuma

HERKES PRADA TAKAR

Basın bülteni gelmediği için zaman zaman kafam karışıyor, modeller birbirine giriyor. Yakın zamanda bir ara Prada, yukarıdaki modeli çıkarmış. 2013 model olarak lanse edilen bu vintage tasarıma benzer gözlükler Fashion@EYE vintage gözlük koleksiyonunda mevcut, ancak Prada yorumunu konusturmuş. Renkle hareketlendirilen çerçevelere eklenen metal aksesuvar ve kaplama, gözlükleri oldukça canlı ve eğlenceli bir hale getirmiş. Herkesin tercih etmeyeceği bir model ancak Prada markasına ölüp bitenlerin yakışsa da yakışmasa da takacağı kesin. Erkek modelinin de çıkması lazım, önümüzdeki sene bu ve benzer modeller patlayacak şimdiden söylemesi..

18 Ağustos 2012 Cumartesi

15 Ağustos 2012 Çarşamba

GÖZLÜKLERİN PEŞİNDE


Pegasus Havayolları - Çok Gezenler Kulübü ile gittiğim Amsterdam'dan izlenimlere devam...


****

‘Gözlük gurusu’ sıfatıyla Amsterdam’a gelince doğal olarak ilk işim Amsterdam’ın gözlüklerini incelemek oldu. 'Amsterdamlılar nasıl gözlük takar'dan tutun da, 'gözlük vitrinleri nasıl olur, ne tür markalar satılır'a kadar derin bir sondaj çalışması yapmaya Pegasus uçağına atlamadan karar vermiştim. Gözlük açısından Amsterdam’ı incelemek, konuya farklı bir bakış açısı getirebilirdi.

Amsterdamlılar rahat insanlar, sadece bisiklet zili duyulan sokaklarda şehir sakinleri oldukça huzurlu. Üstelik huzuru her köşe başındaki coffee shoplarda değil, içlerinde bulmuş gibi geldiler bana. Herkes kendi halinde, kimse başkasının derdinde olmayınca, kişisel moda daha çok hâkim olmuş sokaklara. Belli bir akımın etkisi her yere dağılmayınca, gözlük seçimleri de oldukça ilginç oluyor. İnternetten yaptığım araştırmalarda Urban Eyewear gibi dükkanların olduğunu biliyordum ancak Amsterdam’ın önerdiklerine de hayır demeyecektim. T-shirtlerde bile gözlük fotoğraflarının olduğu bu şehirde, ilginç gözlükçüler bulabileceğimi biliyordum.

Singel kenarında avare avare dolaşırken, Singel Optiek’in tabelası gözüme çarptı. Nostaljik tabela, içeride zevkli bir gözlükçünün varlığına işaret ediyordu. Singel 280 (De 9 Straatjes) adresinde ikamet eden gözlük dükkânının vitrinindeki rengârenk çerçeveler içimi açtı, içeriye daldım. Bizdeki kahverengi siyah çerçevelerden sıkılan ben, mağazanın sahibi ile tanışıp özenle seçtiği modellere hayranlıkla bakarken, Hollanda’da en çok tercih edilen markalardan birinin JK London olduğunu öğrendim. Oldukça uygun fiyatlı çerçeveleri görünce, tavsiye edilecek ilk gözlükçüyü bulduğumu anladım. Amsterdam’ın karakterine uygun olarak huşu içerisinde Singel Optiek’ten ayrılıp kendimi tekrar sokaklara verdim.

Ağır adımlarla Singel boyunca ilerlerken, camı çerçeveyi indirdik şeklindeki Azijnman Opiciens (St. Antoniesbreestraat 140)’ın kırık vitrinindeki 30 euro yazısı beni kendine doğru çekti. Kırık cam ve bantlar başarılı bir pazarlama stratejisi mi diye düşünürken, satılan markalara bakınca gerçek bir indirimle karşı karşıya kaldığımı anladım. Blogu'mda zaman zaman yazdığım bir çok markanın süper modelleri, üstelik bayağı bir indirimle Amsterdamlılar’ın hizmetindeydi. Helal olsundu!

Azijnman’ın beleşe sayılacak fiyatlarından esas işim olan maziye dönmeye karar veren ben, vintage gözlüklerle tanışmaya hazırdım. Birkaç vintage dükkana girip çıktım. Amsterdam’ın vintage dükkânları oldukça fazlaydı ancak vintage gözlük konusunda Kloveniersburgwal 37 adresindeki Lady's Wish en iyisiydi. Cansız mankenlerle yapılan vintage gözlük kombinasyonlarına ve özellikle vintage gözlük fotoğraflı saate bayıldım. O saati neden almadığımı hala anlamış değilim ancak vintage gözlük konusunda hala tatmin olmamıştım.


Vintage gözlük işinde Amsterdam’ın bir numarası sayılan Urban Eyewear’da aslıma dönmeye karar verdim. Elimde ipad, google map'e baka baka başı dönen ben, bir sağa bir sola derken en sonunda Herenstraat 5 üzerindeki Urban Eyewear’a ulaşma başarısını gösterdim.  Kendinden emin olarak içeri girdim, ne de olsa bir gözlük gurusuydum, gururla kendimi tanıttığımda yere göğe sığdırılamayacağını düşünen ben, bir fotoğraf bile çekme izni alamayınca, üzgün üzgün gözlüklere bakınmakla yetindim. Urban Eyewear’da, ülkemizde satılmayan birçok markanın gözlüklerinin yanı sıra, vintage gözlükler de çok iyiydi. Burası Amsterdam’ın hip gözlükçülerinden biriydi, iyi ki de gelmiştim ancak benim aklım hala sandıklardan çıkacak binbir çeşit eski gözlükteydi. Bir yerlerde vardılar ancak nerde?

Şansımı ilk olarak Waterlooplein’ın arkasında kurulan Bit Pazarı’nda denemeye karar verdim. Tezgâhların arasında dolaşırken tek tük eski gözlük görmenin verdiği hüzün anlatılamazdı. Hayal kırıklığına uğramıştım. Neredeydi yaşlı gözlükler? Moralimi bozmadan, şansımı Amsterdam Halk Pazarı Albert Cujp’da denemeye karar verdim. İç çamaşırından şampuana, terlikten şapkaya her şeyin satıldığı bu pazarda, gözlük de muhakkak olmalıydı. Gözlük peşinde şehri tavaf eden ben, yorgunluğuma aldırmadan Ipad’im eşliğinde Albert Cujp’a doğru yürümeye başladım. Hızlı adımlarla kanalları atlayarak en sonunda hedefe ulaşmıştım, kendimi kalabalığa verdim. Standlarda evet her şey vardı, gözlük de, ancak hepsinin yeni olduğunu görünce bir ağırlık çöktü, kendimi acil olarak meyve suları standına verdim ve başladım höpürdeterek gezmeye.  Queens Day turuncusu gözlükler, plastik kafalara ruh katan çerçeveler ve yüzlerce güneş gözlüğünün asılı olduğu stantlar davetkardı. Avrupa’da UV’siz güneş gözlüğü satılmaz diye düşünüp gözlükleri inceledim. Oldukça ucuza alınabilecek plastik ve ilginç modeller yok değildi. Üstelik bazıları oldukça kaliteli duruyordu, gözlük rotasına Albert Cujp’u eklemeye karar verdim ancak emektar gözlükler hala ortada yoktu!


Amsterdam’ın ilginç bir tarafı, eğer şansınız iyi giderse, her köşe başında şifresi olamayan bir Internet ağına bağlanabiliyorsunuz. Vintage gözlük bulamasam da teknoloji yanımdaydı. Albert Cujp’un ortasında yere çöktüm ve bulabildiğim beleş ağla gezinmeye başladım. Bir çok web sitesine girip çıktıktan sonra sabreden derviş muradına ermiş felsefesine uygun bir link gözüme çarptı:

http://www.brilmuseumamsterdam.nl/brilmuseum.htm

İstikamet orası!

www.cokgezenlerkulubu.com'dan alıntıdır.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

AMSTERDAM GÖZLÜK MÜZESİNE DAİR İZLENİMLERİM


Pegasus Havayolları'nın Çok Gezenler Kulübü projesiyle Amsterdam yollarına düşüşümün yansımaları başladı.. www.cokgezenlerkulubu.com'da yayınlanan yazımı aynen iletiyorum..
***
Albert Cujp sınırları içerisinde Amsterdam’da bir gözlük müzesi haberi alınca çocuklar gibi şendim. Daha önce Basel’de açılan ve Marilyn Monroe’dan Elton John’a birçok ünlünün taktığı gözlüklerin de sergilendiği Gözlük Müzesi’ni kaçırmıştım. En sonunda bir gözlük müzesini ziyaret edebilecektim, gün bugündü.. Hızlı adımlarla Gasthuismolensteeg 7 adresine ulaşmak üzere Google Map’ime zilin sesini duyduğunu söyledim. Müzenin kapısındaki zili heyecanla çaldım, göreceğim gözlükler konusunda çok hevesliydim. Kapıyı açan genç hanımefendiye kendimi tanıttım, hikâyemi ilgiyle dinledi ve müze konusunda çok kısa bilgi verdi.
***

Amsterdam Bril Museum, gözlüğün 700 yıllık tarihi serüvenini belgelemek amaçlı kişisel girişimle açılan küçük bir müze. Amsterdam’da her şeyin müzesi var, votka, işkence, seks derken gözlük neden olmasın diye düşünen dördüncü kuşak gözlükçü Mijke Teunissen, bu ilginç müzenin temellerini atmış. Bril Museum 4 katlı şirin bir gözlükçü aslında. Giriş katı perakende olarak düşünülmüş, birçok ünlü gözlük markasının 100 sene geriye kadar giden kullanılmamış vintage modellerini satın alabiliyorsunuz. Müzenin ikinci katı kurucunun özel gözlük danışmanlığı yaptığı kapalı bir bölüm, üçüncü ve dördüncü katlar müzeye ayrılmış.
*** 
Giriş katındaki gözlükleri inceledikten sonra 4,5 Euro verilerek girilen müzenin ilk katına kendimi attım. Gördüğüm manzara muhteşemdi. 1620'lerden kalan antika gözlüklerin yanı sıra, birçok ünlü markanın eşsiz modelleri karşımdaydı. Kelebek, yuvarlak gözlükler, tiyatro gözlükleri ve el işi birçok güneş gözlüğü... Rüya gibiydi. Gözlüklerin bir kısmı aynen Karaköy Fransız Geçidi’nde açmış olduğum Fashion@EYE Vintage Sunglasses Pop-Up store’daki gibi vintage manken kafaları üzerinde sergileniyordu. Kendimle hafiften gurur duysam da, bu müzeyle boy ölçüşemezdim. Soyluların taktığı gözlüklerin de sergilendiği müze, saraya yakın konumuyla resmen bir hazineyi barındırıyordu.
***

Gözlük dünyasının efsanesi Buddy Holly gözlüklerden Schubert çerçeveye kadar bir sürü tecrübeli gözlük yan yana kardeş kardeş ziyaretçileri selamlıyordu. Duvarlarda ise, gözlüklü ünlülerin eski yağlıboya resimleri dekorasyonu tamamlıyordu. Bazı show gözlüklerin de sergilendiği müzenin en üst katındaki dev dekoratif gözlük ve antika sergi dolapları müzeyi daha da ilgi çekici ve sevimli bir yer haline getirmişti.
***
Müzeyi yaklaşık bir saatte gezdim, bol bol fotoğrafladım. Artık mutluydum, guruluk görevimi layıkıyla yerine getirmiştim. Ben de bir gözlük müzesini gezmiştim. Aklımda tek bir keşke kaldı, o da keşke uzun süredir görmek istediğim Silhouette Futura gözlükler müzede olsaydı düşüncesiydi… İstanbul’da açacağım gözlük müzesine getirtirim hayalleriyle Amsterdam’ın soğuk sokaklarından kaldığım Prins Hendrikkade’ye doğru yürümeye başladım..
***
http://www.cokgezenlerkulubu.com/post/view/gozlu%C4%9Eun_de_muzesi_olur/621

3 Ağustos 2012 Cuma

KOPENHAG'DAN SEVGİLERLE

Danimarka markası Han Kjobenhavn (kısaca Han olarak biliniyor), 1 Mayıs 2008'de Kopenhag'da doğdu. Geleneksel Danimarka tasarımı; basitlik, kaliteli el işçiliği ve orijinallik ilkesinden doğan Han Eyewear'ın tüm gözlükleri el yapımı.. Modeller basit olmasına rağmen göze oldukça hoş geliyor, el işçiliği kalitesi ve cam-çerçeve kombinasyonunu çok sevdim.
Gözlükler klasik fakat klas:
Markanın yaratıcısının dediği gibi: "Klasik sıkıcı değildir fakat tekrar tekrar ilham verici olabilir"

 Free Blog

28 Temmuz 2012 Cumartesi

BABAMIN MİDİLLİ'DEKİ İKİZİ / MY FATHER'S TWIN IN MYTLINI



Geçtiğimiz hafta Midilli adasına kısa bir ziyarette bulundum. Küçüklüğümden beri Assos'ta büyüdüğüm eski yazlık şimdiki otelimizin sahiline Midilli adasından gelen hediyeler vururdu. Deniz topları, deniz yatakları, ayakkabılar ve bir yığın çöp. Bu adayı görmek yeni nasip oldu.
***
Midilli şehrinin otantik çarşısında dolaşırken 30 numarada ikamet eden çok sempatik bir gözlükçü dükkanına rastladım, bir şey beni içeri çekti.. Birbirinden güzel güneş gözlüklerinin dolu olduğu dükkanın enerjisi bambaşkaydı, tanıdıktı. Sahipleriyle konuşurken yanılmadığımı anladım.
***
(Siyah Beyaz fotoğrafta görülen) Yunanistan'ın ilk gözlükçülerinden birinin oğlu ve babamla yaklaşık aynı yaşlarda olan George Bey dükkan sahibi, eşi de kendisi gibi gözlükçü. Babam gibi hafif asabi gözüküyor ama bir yandan da oldukça cana yakın duruyor.. Oğlu ise New York'ta ve Yunanistan'da optimetri eğitimi almış ve konusunda en az babası kadar uzman olduğu aşikar.. Dükkandaki gözlükler özenle seçilmiş ve ülkemizde satılmayan bir çok markadan gözlükler göze çarpıyor.


***
Özetle Midilli adasına mutlaka gidin. George amcanın gözlükçü dükkanına mutlaka uğrayın. Benden selam söyleyin, iyi bir indirim yapacağına eminim. Eylül ayında kendisini babamla, eşini de annemle tanıştıracağım, çok heyecanlıyım. Türk-Yunan dostluğuna darklı bir bakış açısı sunacağım için de oldukça mutluyum!
--
Last week, I paid a short visit to Mytlini island. When I was a kid, I was getting unexpected presents from Mytlini since our summer house at Assos - now hotel - was just across... Sea beds, sea balls, shoes and even garbage... I was really happy because I finally had the chance to see the island.
***
While I was hanging around the authentic shopping street of the city Mytlini on the first day, I came across with a very symphatetical optician at Number 30. The shop which was full of very nice and fashionable eyewear had a different energy, something got me in. When I talked to the owners, I knew I was not wrong.
***
The owner of the shop who is almost at the same age as my father Mr. George, is the son of Greece's first optician (who is seen in the black and white picture), his wife is also an optician as my mother. His son, who studied optimetry in New York and Greece is running the shop as well, and it is obvious that he is an expert. The eyewear in the shop are all carefully selected including many brands which are not sold in Turkey.
***
I strongly recommend you to go to Mytlini and visit the optician shop of Uncle John. Say hi to him from me, I am sure he will give you a good discount.  In September, I will visit him with my parents and introduce them to this lovely professional couple and I am soo excited! I am also happy to bring a new perspective to Greek - Turkish friendship :PPP.

 Free Blog

16 Temmuz 2012 Pazartesi

YSL GERİ DÖNDÜ



Çocukken en sevdiğim markalardan biri YSL idi.
Hem Jazz parfüm kullanır, hem de annemle babamın aldığı YSL gözlükleri özenle vitrine yerleştirir, pahalı olmalarından dolayı vitrinimizde gözbebeğim gibi bakardım.
Kemik kadın modellerini hala hatırlıyorum, 70lik ve 80lik YSL'lere de seve seve Fashion@EYE'da ev sahipliği yapıyorum..

***

Gözlükte YSL bir süredir durmuştu ancak durduğu yerden devam edecek gibi.
Markanın özellikle erkek 2350 modeli hem güneşte hem optikte çok başarılı.
Asetat çalışılan modelin üzerindeki metak aksesuarlar gözlüğe old school havası katmış ve çok başarılı olmuş.
Özetle:
Yeah baby, YSL is soooo back!

 Free Blog