5 Aralık 2017 Salı

GÖZLÜKLERİMİZİN ÖMRÜNÜ NASIL UZATIRIZ?




Artık hepimiz gerek numaralı gerekse güneş gözlüğü kullanıyoruz.
Kul yapısı gözlükler tabi ki zamanla harap oluyorlar, ya genişliyorlar, ya çiziliyorlar ya da üretildikleri maddeler zamanla yıpranıyor. Bu yıpranmada hatalı kullanımın da büyük payı var. Yani suç sadece gözlüklerde değil.
Peki biz devamlı yüzümüzde taşıdığımız gözlüklerimizin ömürlerini nasıl uzatabilir, aile ekonomisine nasıl katkıda bulunabiliriz?
Naçizane önerilerimi sizin için derledim:

Gözlüklerimizi kafamızda değil yüzümüzde taşıyalım.


İlk önerim adı üzerinde 'göz' için üretilen gözlüklerin gözümüzde taşınması. Bu önerim, gözlüklerini taç yerine kafalarına takan hanımefendilere.. Kafaya takılan gözlükler, ister asetat (nam-ı diğer kemik) ister metal olsunlar ne yazık ki genişliyorlar. Özellikle kafamızda direkt güneş ışığına maruz kalan gözlüklerimizin organik lensleri de genişleme yapıyorlar ve şekil değiştirip çerçevelerden çıkıyorlar. İşinin ehli ellerde gözlükler tekrar eski biçimine dönse de, çoğu zaman lensleri yenilemek zorunlu hale geliyor ve bu işlem gözlüklerin yıpranmasına yol açıyor.
Gözlüklere bulaşan saçımızdaki yağ da hesaba katıldığında yıpranma daha da artıyor.
Zaman zaman Fashion At Eye'da gözlükleri yüzlerinden önce kafalarında deneyen hanımefendilere rastlıyorum. "İlle de kafama gözlük takacağım" diyen bu hanımefendilere tavsiyem, taç yerine kullanmak üzere daha az maliyetli yedek güneş gözlükleri almaları :)


Gözlüklerimizi lensleri üste gelecek şekilde yere koyalım, kılıfında taşıyalım.





Gözlük en çok kaybolan nesnelerden. Bunun sebebi de özellikle güneş gözlüklerimizi yüzümüzden çıkardığımız zaman kılıfı yerine masanın üstüne ya da bir yere bırakmak. Çoğu zaman da gözlüklerimizi lensleri alta gelecek şekilde ters olarak bırakıyoruz, bu alışkanlık gözlük mağazalarında gözlük denerken de ne yazık ki doruğa çıkıyor.
Malumunuz artık mineral (gerçek cam) lensler piyasada yok gibi, bunların yerine bir çok marka organik lens kullanıyor ve bu lensler çizilmeye çok müsait. Dolayısıyla gözlüklerimizi devamlı korunaklı kılıfında taşımak ve illa ki masaya koyacaksak lensler üste gelecek şekilde koymak önem arz ediyor.


Parfüm, güneş yağı gibi maddeleri gözlüklerimizden uzak tutalım.




Yıl boyu üzerimize sıktığımız parfüm, kolonya ve yaz boyu kullandığımız özellikle sprey tarzındaki güneş yağları cildimizi korusa da gözlüklerimize zarar veriyor. Bu maddelerin içeriklerinde bulunan bazı kimyasallar özellikle metal gözlüklerin kaplamalarının atmasına ya da renk değiştirmesine yol açıyor. Artık birçok güneş gözlüğü markasının kullanım kılavuzunda bu konularda uyarılar olsa da çok dikkat edilmiyor. İster numaralı ister güneş gözlüğü olan, lensler zarar görüyor ve lenslerin üzerindeki UV ya da antirefle gibi bazı kaplamalarda zedelenme meydana geliyor.
Özellikle deniz kenarında gözlüklere kaçan minik kum tanelerine dikkat. Gözlüklerimizi iyice yıkayıp, kumdan arındırıp öyle silmekte büyük fayda var.

Gözlüklerimizi iki elle çıkaralım.


En büyük alışkanlıklarımızdan biri gözlükleri tek elle çıkarmak. Bunu şahsen ben de yapıyorum. Her ne kadar bazı gözlükler yaylı saplı olsa ve tek elle çıkarılabilse de, gözlüklerimizi iki elle çıkarmaya özen gösterelim. Tek elle çıkarılan gözlüklerin zamanla saplarında aşınma meydana geliyor ve vidalarının genişleyip zamanla çıkmasına ya da mekanizmasının arızalanmasına yol açıyor. Evet yanınızda taşıyabileceğiniz minik bir tornavidayla vidalar sıkıştırılabiliyor, ancak bu işlemin sık sık yapılması vida mekanizmasında 'yalamaya' yol açıyor ve gözlüğünüzü değiştirme gerekliliğine kadar gidebiliyor.

Gözlüklerinizi su, sabun ve mikrofiber bezle temizleyin.


Biliyorsunuz babam Mehmet San, Türkiye'nin ilk gözlükçülerinden biri. Küçüklüğümden beri kendisinden duyduğum müşteri tavsiyelerinden en önemlisi gözlükleri su ve bildiğimiz ev sabunu ile yıkamak. Tabi ki günümüzde lens temizleme için tavsiye edilen spreyler var ancak en basit yöntem gerçekten su ve ev sabunu.
Gözlüklerimizi lütfen kolonya vb alkol içeren maddelerle temizlemeyelim çünkü çerçeve ve lenslere büyük zarar veriyor, çerçeve ve lens kaplamalarında zedelenme meydana geliyor. Kurulamayı ise mikrofiber bezlerle yapabiliriz, sert havlu ya da kağıt havlulardan kaçınalım sık sık kullanıldıklarında çerçeve ve lensler de çizikler oluşturabiliyorlar.

Gözlüklerinizi sıcak ortamlardan koruyun.



Şahsımın da yaptığı en büyük hatalardan biri gözlükleri arabadayken torpido gözünün üzerine kılıfsız olarak bırakmak. Sıcak ortamlarda gözlük bırakmak yapılan yanlışların en çok zarar vereni. Güneş ışığına maruz kalan gözlükler -özellikle asetatlar- şekil değiştirip, eriyebiliyorlar. Araba ya da pencere camı ortamı daha da ısıttığından, gözlüklerimiz bildiğiniz işkenceye maruz kalıyorlar :) Bazı durumlarda geri dönüş neredeyse imkansız, dolayısıyla gözlüklerimizi devamlı kılıfında taşımak ve bu tür sıcak ortamlardan saklamak, kendilerinin ömürlerini uzatıyor ve şekil değiştirmelerinin ya da lens fırlamalarının önüne geçiyor.



Belli aralıklarla burun ve sap padlerini değiştirin.

Özellikle metal gözlüklerin burun ve sap padleri zamanla eskiyor. Yıl boyu maruz kaldığımız toz, ter, yağmur gibi etkenler genelde şeffaf olan bu silikon/plastik özlü maddelerin renk değiştirmesine ve zamanla da metallerin paslanmasına yol açıyor. Bu paslanmanın estetik kaygıların yanı sıra sağlığımıza olan etkisi de göz ardı edilemez derecede çünkü gözümüze ve kulaklarımıza en yakın yerde bakteri birikmesine yol açıyor. Bunların belli aralıklarla değiştirilmesi hem gözlüğümüzün daha yeni görünmesini sağlıyor hem de özellikle göz sağlığımızı koruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder