Bir bilen kişiydik sonuçta, imajımız vardı.
Gitmeden olmazdı.
Önümde yeni markalar, tasarımcılar ve gözlük duayenleri bekliyordu.
Kesin orda olmalıydım
Oldum da..
Fuar alanı ve en sevdiğim markalardan Silhouette'in standı
** Fiera RHO Milano oldukça büyük bir fuar alanı.
MIDO ise gözlük sektörünün en büyük fuarlarından biri ve her sene Milano'da yapılıyor.
İçeride her milliyetten yüzlerce gözlükçüyü ve toplam 1100 standı aynı anda görüp, bu sektörün ne kadar büyük bir sektör olduğunu çok daha rahat anlayabiliyorsunuz.
Özellikle yabancı gözlükçülerin kılık kıyafeti, bu sektörün ne kadar modaya yakın olduğunu bir kez daha anlatıyor..
Standların şıklığı ise göz kamaştırıyor..
Çerçevelere hapsolmuş mankenler
Fiera RHO'da yapılan gözlük fuarına gitmek metroyla kolay, metrodan inerek kat edilen yürüme mesajesi biraz yorucu olsa da, gözlük dünyasına adım atmak bir o kadar heyecan verici.
Amacım, uzun zamandır blogumda yazdığım gözlük markalarının temsilcileri ile tanışmak ve yeni ufuklar keşfetmekti.
Amacımdan çok daha fazlasına ulaştığımı düşünüyorum.
**
Blogu takip edenler bilir, her köşebaşında satılan ana markaları tamamen ilgim dışı olduğundan, MIDO'daki gözlük bakma sınırımı sadece blogumda yazdığım ve beğendiğim markalara ayırdım.
Cutler&Gross, DITA, Mykita, Linda Farrow ilgi alanıma giren gibi dev markalarla sizi fazla boğmaya niyetim yok, ancak kısaca uğradığım Cutler&Gross standında karşılaştığım yakın ilgi, beni ve blogumu tanımaları beni çok ciddi memnun etti.
Modellere bakarken ise kendimden geçtim diyebilirim.
Bir adet Cutler&Gross şaheseri :)
C&G'den sonra ilk istikamet tabi ki son zamanlarda en beğendiğim marka Thierry Lasry standıydı. Sevgili Costas, Pınar ve Thierry Lasry'nin moda dergilerinden fırlamış elemanları ile oldukça eğlendik.
TL'nin yeni optik markası Harry Larry ise oldukça başarılıydı.
Şahsen aldığım övgüler ise oldukça egomu okşadı.
Yabancı markaların beni ve blogumu bilmesi, ülkemizdeki gözlük sektörünün hayli ilerisinde olduklarını düşündüğüm yabancı gözlükçülerle bütünleşme duygumu pekiştirdi..
Emeğimin karşılığını almaya başlamak beni iyi hissettirdi.
Thierry Lasry yeni koleksiyon
Dediğim gibi ana markalar zaten yerli yerindeydi, çoğunun modellerini biliyorsunuz, ben de fazla vakit harcamadım kendileriyle, ancak Mark Jacobs'a selam vermeden geçemedim bence mainstream marka kategorisinin en başarılı modelleri kendilerindeydi.
Gözlükler bir nevi beni davet etti..
Marc Jabocs'un ultra gözlükleri, beğendim!
Tabi ki ana hedeflerimden biri, tahmin edeceğiniz gibi gözlüklerin duayeni MOSCOT'du. 3 senedir peşinde olduğum ve sosyal medyada da beni takip eden en prestijli markalarıdan MOSCOT'un yeni modellerine bakmakla kalmayıp, markanın sahibi Dr. Moscot ile sohbet imkanım da oldu.
Mutevazılığı ve misafirperverliğiyle MOSCOT gönlüme bir kez daha taht kurdu.
3 aydır Karaköy Fashion@EYE'da sattığım MOSCOT beni utandırmamıştı..
MOSCOT'tan yeni model.. favorim!
Sıra takipte olduğum Anna Karin Karlsson gözlüklere gelmişti, zaten AKK'leri muhteşem modelleriyle gözden kaçırmak imkansızdı.
Tasarımcı ile uzun zamandır irtibattayız sanal alemde birbirimizi seviyoruz.
Modeller ise her zamanki gibi oldukça yaratıcı ve ticari kaygıdan uzaktı. AKK'yi zaten bu yüzden seviyordum, sevgim bir kat daha pekişti..
Gözlüklere aşık oldum!
Anna Karin Karlsson MIDO'nun öne çıkan markalarındandı.
Yeni modellere saldırırken, klasik markaları ihmal etmek olmazdı.
Özellikle Türkiye'nin ilk kadın gözlükçülerinden olan annem Sema San'ın favori markası Cazal'ı atlarsam annem haklarını helal etmezdi. Cazal standında oldukça ilgiyle karşılandım.
Cazal'ın marka temsilcilerinin "Seneler sonra ilk kez İstanbul'dan biri geldi, Türkiye'de neler oluyor?" diye sorması beni oldukça şaşırttı.
Fashion@EYE'da Cazal'ın vintage modellerinin satıldığını, üstüne de annemin senelerce Çanakkale gibi küçük bir çevrede Cazal sattığını duyduklarında ise şaşıran taraf onlardı...
Markaya bu kadar hakim olmam dikkatlerini çekmişti..
Bana bu muhteşem markanın vintage modellerinin re-edition'larını gösterirken gözlerinden fışkıran mutluluk benim de yüzüme yansıdı, çocukluğuma geri dönmüştüm.
Cazal'ın standı ise tam anlamıyla muhteşemdi!
Cazal'ın vintage modellerinin re-edition'ları.
Cazal'ın elegant standı..
Diğer zamanımı ise gene çok beğendiğim gözlük markalarına ayırarak, MIDO'yu karış karış gezdim diyebilirim.
Standlarda gördüğüm ilgi, markaların beni, blogumu ve Fashion@EYE'ı tanıması beni fazlasıyla memnun etti. Türkiye'den de birilerinin, uluslararası gözlük sektöründe isim yapmaya başlamış olması, eminim Türkiye gözlük camiasını da günün birinde heyecanlandıracaktır.
***
Ne yazık ki profesyonel nedenlerden dolayı MIDO'da beğendiğim diğer markalara ve modellere blogda yer veremiyorum çünkü yakın zamanda Fashion@EYE'da satılacak markalara verdiğim sözü tutmak zorundayım..
Bunun yanı sıra yaratıcılıktan uzak beyinlerin fikir yürütmeleri konusunda kendilerini aşmış durumda olmaları dabunun ayrı bir sebebi, anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim.
Başka gözlük fuarlarından izlenimlerimle yazılarıma devam edeceğimden kuşkunuz olmasın!
Sizi Fashion@EYE'da görmek ve gözlüğe bir de moda aksesuvarı açısından bakmanız dileğiyle..
Gözlükleriniz hep güzel şeyler göstersin (Copyright - bendiniz :) :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder