Almanya'nın en 'cool' markalarından biri Kuboraum..
Nasıl bunca zamandır yazmadım kendime şaştığım kalın asetatlarıyla meşhur marka, kişiliğimizin ve karakterimizin altını çizerek 'güneş gözlüğü' yerine maske tasarladığını ifade ediyor..
Maskeler hem yüzümüzü koruyor, hem de bir şekilde sığındığımız bir korunak haline geliyor. Kuboraum ürünlerle, kendi yakınlığımızla başbaşa kalıyoruz ve dünyaya iki lensten bakıyoruz..
Markanın hikayesi çok ilginç.
Kuboraum markası, Doğu ve Batı Berlin sınırında daha önce postane olarak kullanılmış bir binada doğmuş ve bina galeriye dönüştürülmüş..
Galeride yeni projeler doğmuş; bina bugün stüdyo, showroom ve Kuboraum'un mağazası olarak kullanılıyor. Kuboraum'un yeni maskeleri, bu ofiste hayal ediliyor ve uzman ellerde gerçeğe dönüşüyor..
Kuboraum maskeler, kişinin kendi algısını değiştiriyor.
Bu maskeleri takan, kendilerini özgürleştirmeyi kabul ediyorlar.. Maskeler, marka tarafından kübik odalara benzetiliyor. Sınırları belli olan ve kendimizi rahat hissettiğimiz bu yaşama alanları, gözlük tasarımına yansıyor ve gözlüklerimizle kendimize güvendiğimiz bir dünyaya adım atıyoruz.. Gözlüklerde logo yok, çünkü maskelerin kendi gücü var..
Taktığınız anda maske değil kişiliğiniz ön plana çıkıyor, Kuboraum maskelerle ilişki yaşamaya başlıyoruz..
Marka bu sezon metal maskeler de çıkarmaya başladı. Daha çok çift çerçeve çalışan Kuboraum, metalde de iddialı.
Bu sene koleksiyonuna bronz katan markanın, sürprizi porselen burun pad'leri.
Berlin'deki ofiste harıl harıl çalışmaya devam eden Kuboraum ekibi, bakalım bize daha ne gibi yenilikler sunmaya devam edecek, hep beraber takip etmeye devam edelim ;)