Bir gün iletişim bilimleri dalında uzmanlaşmış akademisyen kimliğimle üniversiteye falan konuşmaya çağrılıp, "Türk sineması neden adam olmaz?" diye biri sorarsa, cevabım sadece bu film afişini göstermek olacak.
Neden mi?
*
Filmin tanıtım metninde aynen şöyle bir cümle var:
".....1940'lı yıllardan başlayarak 70'li yıllara kadar uzanan öyküsü ile hem hüzünlü, hem de neşeli ve heyecanlı bir film olan Uzun Hikaye'nin yapımcılığını ve yönetmenliğini Osman Sınav üstlenirken, senaryo Yiğit Güralp'e ait......."
Belli ki bir dönem filmi.
Fragmanını seyrederken gözlerim, algıda seçicilik kapsamında ana karakteri oynayan Kenan İmirzalioğlu'nun gözlüklerine takıldı. Daha önce de yazdığım gibi, Kenan İmirzalioğlu'nun yüzüne takılan gözlükler, kendisinin yüzüne tam oturtulmuyor, rasgele veriliyor.
Bu gözlük de sol tarafa doğru çekmiş durumdaydı onu geçelim.
Özetle o yıllarda gıcır gıcır bir Persol kullanılabilirdi...
*
Ancaaaaak...... Gözlüğe bakınca, gözlerim tam anlamıyla yuvalarından fırladı. Markanın Persol değil TOM FORD olduğunu anlayınca şoke oldum, bir müddet tepki veremedim, kendi kendimi sorguladım ve gerçeği kabul ettim.
Bir Türk filmi dünya çapında bir ilke imzasını atmış, dönem filminde yepyeni bir markaya yer vermişti....üstelik afişinde!
Tom Ford 5196 modelin İmirzalioğlu'na yakıştığı kesin ancak tabi ki bir dönem filminde üstelik bir de afişte kullanılması uluslararası olarak alaya alınabilecek bir konu.
Hatanın daniskası..
*
Ne demem gerektiğini bilmeyerek konuyu sizinle paylaşma gereğini hissettim.
Sevgili dönem dizi ve filmlerine imza atan kostumcülere son çağrımdır.
Bu konuda profesyonel geçmişe sahip insanlara saygı duyun ve kendinizi bu kadar savunmasız bırakmayın. Aksi takdirde bu tür durumlara sık sık düşmeniz kaçınılmaz olacaktır!